Cumartesi, Şubat 10, 2007

Yeni Kitaplarım Geldi...5



Yitik Ruhlar Irmağı/Connie Palmen
Bilinç olmasaydı, zaman olur muydu? Bu soruyu bir başka soruyla perçinlemek ya da içinden çıkılmaz hale dönüştürmek mümkün: Zaman, insanın uydurduğu bir şey mi? Dünyaya fırlatılıp atılan, başlangıca değilse bile gidişata müdahele etmekisteyen insanın...Palmen'e göre zaman, hükmetmek, onu kendine ait kılmak, bütünlemek/parçalamak isteyen insanın uydurduğu bir şey...Peki, bunca kirletilmiş, değersizleştirilmiş, kanatılmış bir 'zaman'da, yani günümüzde, sınırda yaşanan bir aşk nasıl tarif edilebilir? Gizli ve hafif şehvani mi?.. Yıkıcı, sakınılması aklanması gereken utanç verici bir şey mi?..Ya da küçük bir sır mı?..
palmen, neredeyse insanlığın tarihi kadar eski ve çok çiğnenmiş iki kavramı, 'aşk ve ölüm'ü, konuşur gibi, bilir de bilmezden gelir gibi anlatıyor. Onca 'yaşanmışlık'a rağmen, romanda ne 'hakikat' sırıtıyor, ne de yanılsama zincirlerinin dişlileri 'tekrar'ın etrafında dönüyor. Daha ilk satırla içinize sızmayı başarıyor. Tutkuyu, bağımlılığı, mahremiyeti, çıplaklığı, aidiyeti, ihaneti, dostluğu bir kaç cümle ile yığıveriyor önünüze. Öyle ki, gündelik hayatta sık sık karşılaştığınız, dokunduğunuz, bildiğiniz şeylere, farklı bir açıdan, daha önce hiç düşünmediğiniz, muhtemelen düşünmeyeceğiniz bir açıdan bakmanıza olanak tanıyor...Hayatı metne 'tıkma'dan, ancak hayatın da hakkını vererek 'hakiki' kılıyor tüm karakterleri...İnanılır kılıyor...Öyle inanılır kılıyor ki, roman bittiğinde, sizden de bir şeyler eksiliyor...

Aşk üzerine yazılmış, hüzün verici, dokunaklı, ancak yine de komik bir kitap. Edepsiz, arsız bir kitap da, çünkü mahremiyetin aleniliğine ilişkin pek bir kaygı taşımıyor. Söz konusu olan salt cinsel bir mahremiyet değil, ondan da önemlisi sersemce ve yiğitçe yaşanan bir aşk...Günah çıkarma ve yemin, yüksekten uçma, kendini ve dünyayı anlamlandırma, entelektüel güç gösterileri de dahil bu aşka. Her şeye rağmen Connie palmen bağımlılık, korku, muhrumiyet gibi kolay kolay üstesinden gelinemeyecek şeylerden söz ediyor. Bağımlılık olmadan mutlu son yok!
Stern

Şaşırtıcı bir üslupla yazılmış, olağanüstü bir roman. Sırrı edebiyarı felsefeyle buluşturmasında.
De Standaard
(Kitabın arka kapağından)


Hayatın ve Aşkın Yasaları/Connie Palmen
Bu roman, hayatı, hayatın temel yasalarını sorgulayan genç bir kadının, insan ve yazar olma yolundaki serüvenini anlatıyor. Genç kadının, üniversite öğrenimi gördüğü yedi yıl boyunca, yedi ayrı erkekle yaşadığı aşk hikayelerinin iç içe geçişinde, mükemmel kurgulanmış bir kendi ben'ini ve mutluluğu arayış öyküsü var. Genç kadın bir yandan bilgiye olan açlığıyla felsefi metinlerin içine dalarken, bir yandan da bu metinlerin temsilcileri gibi görünen erkeklerle aşk ilişkileri yaşar: Astrolog, Saralı, Filozof, Rahip, Fizikçi, Sanatçı ve Psikiyatr. Bu erkeklerin hepsinde, genç kadında olmayan bir şey var gibidir: Dünyayı anlama ve onun hakkında hüküm verme yetisi. Gerçeği yıldızların konumlarıdna arayan ve bulan Astrolog'a, hastalığından bir kimlik yaratmış olan Sara'lıya, hakikate ve ampirizme titizlikle bağlı Fizikçi'ye, tanrısını yitirmiş ama ruhunu yitirmemiş Rahip'e, hayatını sanat aracılığıyla icra eden sanatçı'ya ve üst okur diye adlandırdığı Psikiyatr'a duyduğu hayranlığın nedeni de budur.
Ama, kendi ben'ini keşfetmeye çalışan bir insanın bu arayışında, öteki, nereye kadar belirleyici olabilir? İnsanın öteki'nden bağımsız bir kişiliği var mıdır, yoksa "kişilik" dediğimiz şey de, özgürlük gibi, sadece bir mitostan mı ibarettir?(Kitabın arka kapağından)

Arkadaşlık/Connie Palmen
Connie Palmen, Hayatın ve Aşkın Yasaları'nda olduğu gibi Arkadaşlık'ta da sorunlarını yaşamın temel karşıtlıklarına ulaşma serüveni içinden soruyor. Bu yolculuk, zorlayıcı ve can yakıcı yüzleşmeleriyle okuyucuyu da kendi beniyle bir kez daha tanışmaya, 'içindeki' ve 'dışındaki' keskin bir ışık altında karşılaşmaya sürüklüyor.
İki kadının, çocukluğun gizemli dünyası içinde başlayan arkadaşlık ilişkisini olgunluk çağlarına varan bir süreç boyunca anlatırken; okuru da birey oluşun bazen uçurucu, bazen ürkütücü yanlarıyla yüzleştiriyor. Suçluluk duygusunun aşırı kilolara, sevmenin alkolle akrabalığa nasıl dönüştüğünü dile getiriyor.
Arkadaşlık, karşıtlıklar ve bunların çekim gücü üzerine bir roman. Beden ile ruh arasındaki gerilimli ve çekici ilişkiye, bağlanma korkusu ve aidiyet eğilimine, saplantılara, iptilalara ve insanın kendi özgürlük isteğine yüreklice bakma cesareti ve gördüklerini anlatma becerisi var Palmen'da.
Özgünlük/sıradanlık, intikam/suçluluk/iptila, ideal/gerçek, alkol/beden/zihin, aidiyet/özgürlük/simbiyoz/kopuş, aile/lkader/ölüm üzerine düşünceler, Arkadaşlık'ın anlatı örgüsünü oluştururken bazen canımızı yakarak, bazen ruhumuzu sağaltarak içimize işliyor.
Connie Palmen, 'zihinsel uyarılmanın da bedensel uyarılma kadar heyecan verici' olduğuna bizi inandırıyor.(Kitabın arka kapağından)

Devam edecek...

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home

I am a
Petunia

What Flower
Are You?