Babi Yar/Yevgeni Yevtuşenko
Yevgeni Yevtuşenko, modern Rus şiirinin önde gelen temsilcilerinden biri, belki de ilkidir. 1952'de Daha 19 yaşında yayınladığı ilk kitabının geniş ilgi görmesi ve başarı kazanmasından sonra, peş peşe çıkan şiir kitaplarında güncel ve genel toplumsal temaları, öyküleme ve konuşma dilinin canlılığıyla işledi. Söylev edasıyla yazdığı uzun soluklu şiirlerinde, bireyi toplumsal yaşamın zenginliği içinde yakalayıp anlattı. Zaman zaman polemil özelliği de yüklenen şiirleriyle, günümüz Rus yaşamında dinamik insan öğesinin oluşumuna katılma amacı güttü. Rus şiirinin işlevsellik geleneğini toplumsal sorunlara dönük bir yaklaşım ve duyarlılıkla sürdürdü.(Kitabın arka kağağından)
Şato/Franz Kafka
İthaf ya da neden yeni bir çeviri?"... uğraşına tam anlamıyla gönül vermiş çevirmen, yabancı dilde okuduğu bir yazara ve yaratısına bir kez vurulmayagörsün; ondan sonra o yazarı -daha önce başkaları tarafından kaç kez çevrilmiş olursa olsun- bir de kendi anlatmak, o çevirmen için tam bir tutkuya dönüşür. Bu tutku, hiçbir zaman kendi yapacağıçevirinin öncekilerden üstün olacağı inancındanKaynaklanmaz - belki kaynaklanmamalıdır da."Ahmet Cemal, Ekim 1986 tarihli, Dönüşüm çevirisine yazdığı önnotunda, neden "yeni bir çeviri" sorusunu çok vazıh bir biçimde yanıtlar. İçten ve yalın bir dille, "tutku" kavramıyla açıklar bu girişimi. Gerçekten de öyle, Kafka bir tutkudur. Peki bir yayıncı için durum farklı mıdır? Sanmıyorum. Kendi erken ve yetersiz okumalarım sonrasında dehasına hayran olduğum yazarların başında gelir Kafka! O tüm bir yazın tarihinin en güçlü ve en trajik yazarlarındandır kanımca hattâ en güçlüsüdür. Ve daha ilk okuduğum günden beri aklımda gezdirdiğim ve yayıncılığa başladığım ilk günden bu yana da sürekli yayımlamayı tasarladığım dâhi yazarımdır benim. İşte bir yayıncı olarak beni yeni bir çeviri yayımlamaya iten saik de salt budur zaten, Kafka'ya olan büyük hayranlığım, tutkum ve bağlılığım.Kafka'nın sanatı ulaşılması zor bir ufku işaret eder, alımlanmasıyla ilgili kimi yanılgıları da göz ardı edersek, o sanatıyla çoktan ebedileşmiştir. Trajik olansa, böylesi bir dehanın vasiyetinde tüm yapıtlarının yakılmasını talep etmiş olmasıdır. Bu dizimizi, bu trajik isteği yerine getirmeyerek Kafka Külliyatı'nı bize ve insanlığa kazandıran Max Brod'a ithaf ediyoruz...- Ahmet Öz(Tanıtım Yazısından)
Sesleri Görmek/Oliver Sacks
"1986'da ve 1987'de Gallaudet'e yaptığım ziyaretler, benim için son derece etkileyici deneyimlerdi. Sağırlardan oluşan böyle muazzam bir topluluk görmemiştim. İşaret dilinin yetkin bir dil olabileceğini anlamak için, işaret dilinde verilen felsefe ve kimya derslerini, tümüyle sessiz çalışmaların sürdüğü matematik bölümünü görmem gerekiyordu - sağırlık hakkındaki 'tıbbi' önyargılarımdan kurtulmam ve sağırları tümüyle kendine özgü bir dili ve kültürü olan bir toplum olarak gören 'kültürel' bir bakış açısına sahip olmam için bütün bunlara şahit olmam gerekmişti."Sesleri Görmek, çoğu kez acımasız önyargılarla karşı karşıya kalan sağırların, "işitenlerin" dünyasında Kabul görmek için verdikleri savaşımı gözler önüne seriyor. İşaret dili yalnızca bir dil değil, sağır kültürünün elindeki tek "araç". Mart 1988'de Gallaudet Üniversitesi'nde yaşanan ve Oliver Sacks'ın bizzat tanıklık ettiği isyanın da, sağırların haklarını arayan tüm sosyal ve politik akımların da merkezinde hep işaret dili var.Sesleri Görmek, şaşırtıcı bir dünyaya yapılan etkileyici bir yolculuk... (Arka Kapak)
Etiketler: Kitaplarım
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home